Son dönemlerde en çok merak edilen konu, karşı tarafın bilgisi ve rızası dışında elde edilen ses ve görüntü kayıtlarının boşanma davalarında delil olarak kullanılıp kullanılamayacağıdır.
Hukuki sınırlar içinde elde edilmiş olan ses kaydı,video kaydı ve benzeri kayıtlar boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir.Burada önemli olan elde edilen ses kaydı,video kaydı v.b.kayıtların hukuka uygun yollardan elde edilip edilmediğidir.
Hemen belirtmelidir ki; 6100 sayılı HMK 01.10.2011’de yürürlüğe girmesinden önceki dönemde hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin değerlendirilmesi konusunda HMUK’da açık bir düzenleme bulunmamakta, konu öğretide yeralan bilimsel görüşler ve yargısal uygulama ile şekillenmekte idi. 01.10.2011’de yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ‘alınamaz.’ İspat hakkı’ başlığını taşıyan 189/2. maddesinde; ‘Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate hükmü ile açıkça hukuka aykırı olarak elde edilmiş delilerin ispat gücü olmayacağı kabul edilmiştir.Bu nedenle kanunun açık hükmü gereğince bir delilin hukuka aykırı olarak elde edilmiş olması bir olayın ispatı bakımından delil niteliği olamayacaktır.Yargıtay içtihatları da bu yöndedir.
Kanunun açık hükmü ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları karşısında hukuka aykırı yollardan elde edilmiş olan deliller boşanma davasında delil olarak ileri sürülemeyecek ve hükme esas alınamayacaktır.Bu durumda Kişinin bilgisi ve rızası dışında oluşturulan ses kaydı,video kaydı v.b.kayıtların davada delil olarak ileri sürülmesi mümkün değildir.Burada önemli olan boşanma dava dosyasına sunulan ses kaydı ve görüntü kaydının yasaya uygun olarak elde edilip edilmediğidir.Hukuka aykırı yollarla tarafların bilgisi ve rızası dışında casus yazılımlar,gizli ses ve görüntü kaydı ile elde edilen kayıtların boşanma davalarında hiçbir delil değeri yoktur.
Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller boşanma davasında delil olarak kullanalımayacağı gibi bu durum ceza kanunu açısından da ayrıca suç oluşturmaktadır.